Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili ve Doğa Hakları ile Çevre Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Evrim Rızvanoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Başkanlığı bütçesine ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Rızvanoğlu, bütçenin iklim kriziyle mücadeleyi öncelemediğini, aksine krizin faturasını yurttaşların omuzlarına yükleyen bilinçli bir siyasi tercih içerdiğini ifade etti.
Genel Kurul konuşmasında çevre ve iklim harcamalarının reel olarak küçültüldüğüne dikkat çeken Rızvanoğlu, 2053 net sıfır emisyon hedefinin somut politikalarla desteklenmediğini, doğanın ise rant odaklı bir anlayışla yönetildiğini söyledi.
“İklim Krizi Bugünün Meselesidir”
Bütçenin iklim krizini önlemeye yönelik bir irade taşımadığını vurgulayan Rızvanoğlu, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün 2025’in en sıcak yıllardan biri olacağına dair açıklamasını hatırlattı. Türkiye’deki sıcaklık artışının küresel ortalamanın üzerinde seyrettiğini belirten Rızvanoğlu, “Bu tabloyu sadece istatistik olarak görmeyin; bu, kuruyan göller, yanan ormanlar, sel altında kalan mahallelerdir. Borçlanan çiftçi, göç etmek zorunda kalan gençtir. İklim krizi artık geleceğin değil, bugünün; ekonominin, güvenliğin ve adaletin meselesidir” dedi.
“Çevre Bütçesi Reel Olarak Daraltılıyor”
Bütçe kalemlerinin iktidarın önceliklerini açıkça ortaya koyduğunu söyleyen Rızvanoğlu, sürdürülebilir çevre ve iklim değişikliği programına ayrılan kaynağın enflasyon karşısında ciddi biçimde eridiğini ifade etti. Rızvanoğlu, “Toplam bütçe artarken, faiz giderleri yükselirken iklim programlarının payı reel olarak yüzde 30’un üzerinde küçülüyor. Bu tercih, çevreyi ve iklimi önemsemediğinizin açık göstergesidir” diye konuştu.
“2053 Net Sıfır Hedefi Sözde Kaldı”
İktidarın sıkça dile getirdiği 2053 net sıfır hedefinin bir yol haritası olmadan anlam taşımadığını belirten Rızvanoğlu, Türkiye’nin net sıfıra en uzak ülkeler arasında gösterildiğini hatırlattı. “Mutlak azaltım hedefi koymayan, yalnızca artış hızını yavaşlatmayı başarı gibi sunan bir anlayışla bu hedeflere ulaşılamaz” diyen Rızvanoğlu, iklim krizine zamanında yatırım yapmamanın ileride ağır ekonomik kayıplara yol açacağını vurguladı.
“Doğa Rant Alanı Olarak Görülüyor”
Çevre politikalarının sahada da karşılığının olmadığını savunan Rızvanoğlu, maden ruhsatları ve denetimsiz yatırımlara dikkat çekti. Türkiye topraklarının büyük bir bölümünün maden ruhsatlarına açıldığını belirten Rızvanoğlu, çevresel denetimlerin fiilen devre dışı bırakıldığını, bilim insanlarının ve halkın itirazlarının yok sayıldığını söyledi.
“Türkiye Avrupa’nın Atık Deposuna Dönüşüyor”
Su, hava ve toprak kirliliğinin alarm verici boyutlara ulaştığını ifade eden Rızvanoğlu, Avrupa’dan gelen atıkların Türkiye’ye yönlendirildiğini belirterek, “Bir yandan depozito sistemiyle övünülürken, diğer yandan ülke adım adım Avrupa’nın atık deposu hâline getiriliyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre temiz havaya sahip tek bir ilimiz bile yok” dedi.
“COP31 Vitrinle Değil Sorumlulukla Olur”
Antalya’da düzenlenecek COP31’e de değinen Rızvanoğlu, iklim zirvesine ev sahipliği yapmanın gerçek bir liderlik için yeterli olmadığını söyledi. “Kendi emisyonlarını düşürmeyen, ormanlarını, sularını koruyamayan bir ülkenin iklim liderliğinden söz etmesi vitrin siyasetidir” ifadelerini kullandı.
“CHP İktidarında Doğa Korunacak”
Konuşmasının sonunda CHP’nin çevre ve iklim politikalarına ilişkin mesaj veren Rızvanoğlu, CHP iktidarında doğanın rant anlayışına teslim edilmeyeceğini belirtti. Milli parkların ve sulak alanların bilimsel kriterlerle korunacağını, temiz havanın bir ayrıcalık olmaktan çıkarılacağını söyleyen Rızvanoğlu, “Yeşil dönüşümü bir slogan değil, adalet temelli bir kalkınma programı olarak hayata geçireceğiz. CHP iktidarında doğa, emek ve yaşam korunacak” dedi.
