Almanya, siyasi arenada kritik bir dönemeçten geçiyor. Başbakan Olaf Scholz’ın liderliğindeki koalisyon hükümeti, Federal Meclis’ten güvenoyu alamadı ve ülke 23 Şubat 2025 tarihinde erken seçime gitmeye hazırlanıyor. Bu kriz neden ortaya çıktı ve erken seçimin Almanya için anlamı ne? Detayları hep birlikte inceleyelim.
Scholz Hükümeti Neden Güvenoyu Alamadı?
Başbakan Olaf Scholz’un liderliğini yaptığı Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) arasında oluşturulan “trafik ışığı koalisyonu”, FDP’nin bakanlarını geri çekmesiyle büyük bir çatırıntı yaşamıştı. Bu gelişmenin ardından, Olaf Scholz meclisten güvenoyu isteme yoluna gitti.
16 Aralık 2024 tarihinde yapılan güven oylamasında Scholz, gerekli 367 oyu alamadı. 207 milletvekili lehte oy kullanırken, 394 milletvekili ret oyu verdi ve 116 milletvekili çekimser kaldı. Bu sonuçla Scholz hükümetinin meşruiyeti sarsılırken, Almanya Anayasası’ın 68. maddesi gereğince erken seçimin yolu açıldı.
FDP’nin Hükümetten Çekilme Kararı
Hür Demokrat Parti (FDP), koalisyon içinde çatışmalara neden olan ekonomik politikalar nedeniyle rahatsızlığını dile getiriyordu. Maliye Bakanı Christian Lindner’in görevden alınması, bardağı taşıran son damla oldu. FDP, bu gelişme üzerine bakanlarını geri çekerek koalisyonu sona erdirdi.
Erken Seçim Tarihi Belirlendi Mi?
Hükümet krizinin ardından SPD, Yeşiller ve ana muhalefet partisi Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU), erken seçim tarihi olarak 23 Şubat 2025’ü belirledi. Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın, anayasa gereği 21 gün içinde meclisi feshetmesi ve seçim kararını resmileştirmesi bekleniyor.
Almanya’nın Siyasetinde Yeni Bir Dönem
Erken seçim karanının ardından ülke genelinde siyasi hareketlilik arttı. Partiler, seçim kampanyalarını başlatırken, yeni koalisyon senaryoları da tartışılıyor.
Bu sürecin Almanya’nın siyasi ve ekonomik istikrarına etkisi büyük olacak. Koalisyonların önemi bir kez daha gözler önüne serilirken, seçmenlerin bu seçimdeki tercihleri ülkenin geleceğini şekillendirecek.
