Çin’in önde gelen finans ve teknoloji şirketlerinden biri olan Cango, otomotiv finansmanından tamamen çıkarak kripto para madenciliğine odaklanmaya karar verdi. Bu stratejik dönüşümünün ardından Temmuz ayında gerçekleştirdiği rekor Bitcoin üretimi ile sektörde dikkatleri üzerine çekti. Cango’nun üretim kapasitesindeki hızlı artış ve bilanço büyüklüğü, şirketi küresel çapta kripto sektöründe ön plana çıkardı.
Temmuz ayında, Cango 650,5 adet Bitcoin üretti. Bu rakam, bir önceki ay olan Haziran’da kaydedilen 450 BTC’ye göre önemli bir artışı temsil ediyor. Nisan ve Mayıs aylarında toplam 954,5 BTC üreten şirket, üç aylık dönemde binlerce BTC elde etmiş oldu.
Cango’nun sahip olduğu Bitcoin miktarı 4.529,7’ye ulaştı ve bu varlığın piyasa değeri yaklaşık 512 milyon dolar seviyesine çıktı. Böylece şirket, halka açık en büyük Bitcoin sahipleri arasında yer alarak, sektörde önemli bir konuma yükseldi.
Bu büyümede, Bitmain’den alınan ve toplamda 32 exahash/sn (EH/s) işlem gücüne sahip madencilik cajanszlarının büyük etkisi oldu. Cango, 256 milyon dolarlık bu yatırımı, Kasım 2024’te duyurduğu 400 milyon dolarlık genişleme stratejisinin bir parçası olarak gerçekleştirdi. Şirket, otomotiv sektöründen tamamen çekilip dijital varlık yönetimi ve kripto para madenciliğine odaklanmış durumda.
Cango’nun bu köklü değişimi, Çin’in kripto ekosisteminde de önemli bir yer edinmesini sağladı. Şirketin merkezi Çin’de olmasına rağmen ülkede Bitcoin madenciliği yasaklanmıştı. Ancak Cango, mevcut dijital varlık altyapısını ve yönetim deneyimini kullanarak, Bitcoin madenciliğinde hızlı bir büyüme gösterdi.
Şirketin hisse performansı da bu stratejik değişimden olumlu etkilendi. Cango hisseleri, yılın başından bu yana değer kaybetse de son 12 ayda yüzde 158 oranında bir artış gösterdi. Bu yükselişte, kripto para madenciliğine geçiş kararının etkili olduğu belirtiliyor.
Uzmanlar, Cango’nun bu stratejik değişimiyle birlikte Çin’in kripto para alanındaki görünürlüğünün yeniden arttığının altını çiziyor. Sektör raporlarına göre, 2021 sonrası hashrate’in büyük bölümünün Kazakistan ve Kuzey Amerika’ya taşındığı ancak bazı Çin menşeli şirketlerin teknolojik ve finansal kabiliyetleri sayesinde sektörde rekabetçi konumlarını korudukları belirtiliyor.