ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze Şeridi’ni İsrail’den devralacağını açıklamasının yankıları sürerken, CHP önemli bir adım attı. CHP, 9 Şubat Pazar günü Galata Köprüsü’nde Trump’ın açıklamalarına tepki göstermek amacıyla İstanbul Valiliği’ne başvuruda bulundu.
Ancak, İstanbul Valiliği söz konusu yürüyüşe izin vermedi. Valilik tarafından CHP’nin talebine yanıt verilirken, “İlimiz sınırları içerisinde Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Yer ve Güzergahları Valiliğimizce belirlenerek ilan edilmiştir. Basın açıklaması ve yürüyüş düzenlemek istenilen alan Valiliğimizce belirlenen alanlardan biri olmadığı için talep değerlendirmeye alınmamıştır” denildi.
Trump’ın Gazze Şeridi’ni devralma planı hala gündemde. Beyaz Saray’da Netanyahu’yu kabul ederken yaptığı ortak basın toplantısında, ABD’nin Gazze Şeridi’ni devralacağını açıklayan Trump, Gazze’nin artık tamamen bir yıkım bölgesi haline geldiğini belirtmişti. Trump, Gazze’deki Filistinlilere komşu ülkeler olan Mısır ve Ürdün’de yeni yerleşim yerleri inşa edilmesinin daha iyi olacağını savunmuştu. Ayrıca, Filistinlilerin Gazze’den ayrılmaktan başka seçeneklerinin olmadığını dile getirmişti.
CHP’nin Gazze yürüyüşüne verilen izin olmamasına rağmen, partinin tepkisi devam etmekte. Trump’ın Gazze planı konusundaki açıklamaları Türkiye’de de geniş yankı uyandırmış durumda. Trump’ın bu politikası, bölgedeki dengeleri değiştirebilecek nitelikte ve uluslararası toplumun tepkisine neden olabilecek bir girişim olarak görülüyor.
Haberin detaylarına göre, CHP’nin Gazze yürüyüşüne ilişkin izin alamaması, Türkiye’deki siyasi atmosferin de bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Trump’ın Gazze planı, Türkiye’de de geniş çaplı bir tepkiye neden olmuş ve bu tepki siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının da gündeminde önemli bir yer tutmaya devam etmektedir.
Sonuç olarak, Trump’ın Gazze planı hakkındaki açıklamaları ve CHP’nin tepkisi Türkiye’de önemli bir gündem maddesi haline gelmiştir. İstanbul Valiliği’nin CHP’nin yürüyüş talebine verdiği izin olmaması, Türkiye’deki siyasi atmosferin hassasiyetini ve ülke içindeki tartışmaları da gözler önüne sermektedir. Bu gelişmelerin sonucu ve bundan sonraki süreç, bölgedeki ve uluslararası arenadaki dengeleri de etkileyebilecek niteliktedir.
