Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ve 4 gazeteci, “bilirkişi” soruşturması kapsamında tutuklu kaldıkları 34 günün ardından berajanst kararıyla serbest bırakıldı. Savcılık, gazeteciler Suat Toktaş, Seda Selek, Serhan Asker, Barış Pehlivan ve Kürşad Oğuz hakkında hapise kadar ceza talep etmişti ancak mahkeme berajanst kararı verdi.
Olay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun düzenlediği bir basın toplantısında gazeteci Barış Pehlivan’ın bir bilirkişi ile yaptığı görüşmenin ses kaydının Halk TV’de yayınlanmasıyla başladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu durumu “Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması” ve “Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs” suçlamalarıyla soruşturma başlattı.
Soruşturma sonucunda önce Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek gözaltına alındı, ardından Suat Toktaş ve Kürşad Oğuz da tutuklandı. Ancak mahkeme, gazetecilerin suçsuz olduğuna karar vererek berajanst etmelerine karar verdi. Bu kararın ardından Suat Toktaş ve diğer gazeteciler özgürlüklerine kavuştular.
Gazetecilere yöneltilen suçlamaların mahkeme tarafından yetersiz bulunması, berajanst kararının alınmasında etkili oldu. Savcılığın talep ettiği cezaların aksine, mahkeme gazetecilerin suçsuz olduğuna hükmetti. Bu süreçte gazetecilerin tutuklu kalmaları ve yargılanmaları ise basın özgürlüğü konusunda tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Gazetecilere yönelik baskı ve tutuklamaların basın özgürlüğüne zarar verdiği yönünde eleştiriler yapılırken, mahkemenin berajanst kararı adaletin tecellisi olarak yorumlandı. Gazetecilerin haber yapma özgürlüğüne müdahale edilmesi ve tutuklanmaları, demokratik bir ülkede kabul edilebilir bir durum olarak görülmedi.
Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ve diğer gazetecilerin berajanst etmesi, basın özgürlüğünün önemine ve hukukun üstünlüğüne vurgu yapılmasını sağladı. Bu süreç, gazetecilerin mesleklerini icra ederken karşılaştıkları zorlukları ve baskıları bir kez daha gündeme getirdi.
Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ve diğer gazetecilerin berajanst etmesi, basın özgürlüğü ve demokratik hakların korunması açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi. Gazetecilere yönelik baskıların ve tutuklamaların demokratik değerlere aykırı olduğu vurgulanarak, benzer durumların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması gerektiği belirtildi.