Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde DEM Partili Gülistan Koçyiğit’in yaşadığı olay gündeme bomba gibi düştü. Koçyiğit, Kürtçe konuştuğu sırada MHP’li TBMM Başkanvekili Celal Adan tarafından mikrofonu kapatıldı. O anlar kameralara da yansıdı ve Koçyiğit’in tepkisi büyük yankı uyandırdı.
Koçyiğit’in konuşmasının ardından mikrofonun kapatılması üzerine salon bir anda gerilim dolu bir ortama büründü. Koçyiğit, yaşadığı bu duruma karşı sessiz kalmayarak “Sayın başkan sayın vekiller yine mikrofonumu kapattınız gözden kaçmadı kayıtlara geçsin” şeklinde sert bir tepki gösterdi. Bu durum, Türkiye’de Kürtçe konuşmanın hala bazı kesimler tarafından kabul görmemesi ve baskı altında olması konusunu yeniden gündeme getirdi.
Koçyiğit’in yaşadığı bu olay, Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları konusundaki hassasiyetini bir kez daha sorgulatırken, Kürtçe konuşmanın hala tabu olarak görüldüğü gerçeğini de ortaya serdi. Koçyiğit’in tepkisi, sadece kendi kişisel durumunu değil, genel anlamda Türkiye’de farklı dilleri konuşmanın hala ne kadar zor olduğunu da gözler önüne serdi.
Koçyiğit’in yaşadığı bu olay, Türkiye’deki etnik ve kültürel farklılıkların hala kabul görmemesi ve baskı altında olması konusunda da bir uyarı niteliği taşıyor. Ülkede farklı dilleri konuşmanın hala bir tabu olarak görüldüğü ve bu konuda adımların yeterince atılmadığı gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıkmış oldu.
Koçyiğit’in yaşadığı bu olay, Türkiye’nin demokrasi anlayışı ve insan hakları konusundaki eksikliklerini bir kez daha gözler önüne serdi. Kürtçe konuşmanın hala tabu olarak görülmesi ve baskı altında olması, ülkedeki etnik ve kültürel farklılıkların kabul görmemesi gibi konuların üzerinde yeniden düşünülmesi gerektiğini gösterdi.
Türkiye’de farklı dilleri konuşmanın hala zor olduğu ve bazı kesimler tarafından kabul görmemesi gibi sorunların varlığı bir kez daha ortaya çıktı. Gülistan Koçyiğit’in yaşadığı bu olay, ülkede demokrasi ve insan hakları konusunda atılması gereken adımlar konusunda bir uyarı niteliği taşıyor. Herkesin kendi dilinde konuşma hakkına sahip olması ve bu hakkın engellenmemesi gerektiği gerçeği bir kez daha hatırlatıldı.