İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye’nin Bağımlılıklarla Mücadelede Seferberliği Paneli’nde konuşma yaptı. Panelde, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve tutuklanması sonrası yaşanan protestolara değinen Altun, bu süreçte dijital medya platformları aracılığıyla kamuoyunun yönlendirilmeye çalışıldığını belirtti.
Altun, dijital medya kullanımının bireylerin gerçek hayatla ilişkilerini bulanıklaştırmakla kalmayıp aynı zamanda sistematik yanıltma kampanyalarına maruz kalmalarına da neden olduğunu vurguladı. Bu durumun toplumsal barışı zedelediğini, kutuplaşmayı derinleştirdiğini ve nefret dilini körüklediğini dile getirdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası yaptığı sokak çağrısına tepki gösteren Altun, bu tür eylemlerin sorumsuzca olduğunu belirtti. Altun, yargı sürecinin siyasallaştırılmaya çalışıldığını, hükümetin suçlandığını ve sokak şiddetine zemin hazırlanmaya çalışıldığını ifade etti. Bu tür çağrıların adli süreçlere müdahale anlamına geldiğini ve toplumsal huzuru bozduğunu söyledi.
Altun, dijital mecraların kaos üretim merkezi olarak kullanıldığını ve toplumsal huzursuzluk yaratmak amacıyla manipülatif içeriklerin yayıldığını belirtti. Bu süreçte dezenformasyon bombardımanıyla karşı karşıya kalındığını ve halkın manipüle edilmeye çalışıldığını ifade etti. Altun, bu tür kirli kampanyaların amacının kamuoyunu yanıltmak ve devlete karşı kışkırtmak olduğunu vurguladı.
Dijital mecralarda doğru bilginin önemine değinen Altun, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin 7/24 çalıştığını belirtti. Hedeflerinin sadece kamuoyunu yanıltmak olmadığını, aynı zamanda halkı devlete karşı kışkırtmaya çalışanları engellemek olduğunu ifade etti. Devletin tüm kurumlarının bu konuda teyakkuz halinde olduğunu vurgulayan Altun, manipülatif içeriklerle halkın yanıltılmaya çalışıldığını ve bu duruma karşı önlem alınması gerektiğini belirtti.
Altun’un panelde yaptığı konuşma, dijital mecraların doğru kullanımı ve dezenformasyonla mücadele konusunda önemli bir vurgu yaptı. Toplumsal barışın korunması ve kutuplaşmanın önlenmesi için doğru bilginin yayılmasının önemine dikkat çekti. Ayrıca, hükümetin yargı süreçlerine müdahale edilmesine karşı çıkarak, hukukun üstünlüğünü vurguladı.
