Edinburgh Mahkemesi, 26 yaşındaki eski İskoçya Güzeli Lucy Thomson’ın, geçen yıl Haziran ayında Edinburgh City 7s ragbi turnuvasında iki güvenlik görevlisini ısırmak ve birini ırkçı söylemlerle aşağılamaktan suçlu bulunduğunu açıkladı. Mahkeme sürecinde ortaya çıkan bilgilere göre, Thomson ve kız kardeşi aşırı derecede alkollü oldukları için güvenlik görevlileri tarafından etkinlikten çıkarılmak istendi. Ancak Thomson, kendisini ve kız kardeşini çıkarmaya çalışan güvenlik görevlilerine direnç gösterdi.
Güvenlik süpervizörü Andrew Okpaje, mahkemede yaptığı tanıklıkta, Thomson’ın kendisine “Ben kimim biliyor musun?” ve “Hesabımda çok param var” gibi sözler sarf ettiğini belirtti. Okpaje ayrıca, Thomson’ın kolunu ısırdığını ve ardından doğrudan kendisine bakarak ırkçı hakaretlerde bulunduğunu anlattı. Diğer güvenlik görevlisi Alasdair Doolan da Thomson tarafından ısırıldığını ifade etti. Olayın ardından Okpaje’nin polise başvurmasıyla Thomson tutuklandı.
Thomson ise mahkemede yaptığı savunmada, etkinliğe “elçi” olarak davet edildiğini ve sadece iki buçuk elma şarabı içtiğini iddia etti. Kız kardeşinin güvenlik görevlileri tarafından “ormanlık bir alana sıkıştırıldığını” söyledi ve kendisinin de arkadan saldırıya uğrayıp uyarısız bir şekilde sürüklendiğini öne sürdü. Ancak Şerif Derek O’Carroll, Thomson’ın anlatımlarını “tamamen mantıksız” buldu ve her iki güvenlik görevlisini ısırmak ve Okpaje’ye karşı ırkçı saldırıda bulunmaktan suçlu buldu. Thomson’a 790 pound (yaklaşık 32.000 TL) para cezası verildi.
Olayın ardından İskoçya Güzeli yarışması organizatörleri, 11 ay önce taç giyen Thomson’ın unvanını geri aldı. Etkinlik sırasında kaydedilen Thomson’ın ve kız kardeşinin dışarı çıkarılma anları sosyal medyada da paylaşılmıştı. Bu durum, geniş çapta tartışma yarattı ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Edinburgh Mahkemesi’nin verdiği karar, güvenlik görevlilerinin haklarını koruma adına önemli bir adım olarak değerlendirildi. Benzer durumların önlenmesi ve güvenlik görevlilerine karşı şiddetin önüne geçilmesi için caydırıcı bir ceza olması beklenen Thomson’un aldığı para cezası, bu tür olayların tekrar yaşanmasını engellemek adına önemli bir adım olarak görüldü.
Öte yandan, Thomson’un unvanının geri alınması ve yaşadığı olayın sosyal medyada geniş şekilde paylaşılması, gençler arasında alkollü davranışların ve şiddetin kabul edilemez olduğu konusunda bir farkındalık yaratılmasına yardımcı oldu. Bu durum, toplumda daha sağlıklı bir iletişim ve davranış biçimini teşvik etmek adına önemli bir rol oynadı.
Edinburgh Mahkemesi’nin verdiği kararın güvenlik görevlilerinin çalışma koşullarını ve haklarını koruma adına önemli bir adım olduğu açıktır. Benzer durumların yaşanmaması ve şiddetin önlenmesi adına alınan bu tür kararların, toplumun daha güvenli ve saygılı bir ortamda yaşamasına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, yaşanan olayın ardından alınan önlemlerin önemli bir adım olduğu ve benzer durumların tekrar yaşanmaması adına dikkatli ve caydırıcı tedbirlerin alınması gerektiği vurgulanmalıdır.
