Hibrit Savaşları Hakkında Bilinmeyenler!

Hibrit savaşları, günümüzde silahlı-silahsız tüm askeri/askeri olmayan güçlerin ölümcül olan-olmayan tüm gücü ve donanımı kullanarak başlattığı savaştır.

mavi-renkli-teknoloji-instagram-gonderisi.png

Günümüz dünyasında savaşın karakteri değişti. 
Daha çok belirli zaman içerisinde ve yoğunluğu çok fazla olan bir eylem iken yerini belirsiz zaman kavramına ve düşük hissedilen ancak sıkça gerçekleşen bir eyleme bıraktı.
Haliyle bu durum savaşın plan sürecinden gerçekleşme evresine dek birçok değişime gidilmesine yol açtı diyebiliriz.

Çok daha önceleri iki kısımda ele alınabilen savaşın artık sistemsel yüzü tamamen psikolojik ve teknolojik kurallara göre yapılıyor.
Hızla gelişen ve değişen teknoloji çağın ötesinde bir evre halini alırken, yetişmesi ve durdurması adeta zamana aykırı bir olgu oldu. 
Kusursuz donanıma sahip silahlar, mantığın sınırlarını zorlayan taktikler ve dahası.
Dokunduğu her noktada bambaşka süreçlerin yaşanmasına olanak sunan teknolojinin, savaş mecrasındaki yeri yadsınamaz türde denilebilir.
Savaş tarihi denildiğinde karma ve melez anlamını taşıyan hibrit mantığı ise, kelime anlamını tam anlamı ile sunan bir strateji diyebiliriz.   

Kovansiyonel ve asimetrik çalışmaların bir arada beslenerek kullanıldığı savaş yöntemi olan hibrit savaş türü, ilk olarak 2007 senesinde Frank Hoffman tarafından öne sürüldü.
Bu tanışıklık Lübnan bölgesinde Hizbullah ile İsrail arasındaki savaşta, Hizbullah’ın kullandığı tercih ve taktikler neticesinde doğan bir kavram oldu. 
Hedef alınan ülke-ülkelere saldıran kimliğinin tamamen gizli kalması hibrit savaş sistemi ile mümkün iken, sık metotlardan biri ise yanıltma yöntemidir.

Yalan haber yayma-yanlış bilgilendirme yöntemi ile diplomasi, hukuk ve dış seçim müdahalesi gibi etkili yöntemlerle savaşın tüm artısını kendi sınırlarına çekmek isteyen taraf-tarafların, olayı karmaşık hale getirerek zafere gitmesine neden olmakta.

Göz Atın

Melez savaş olarak tarih sahnesinde adından söz ettiren bu yöntem, soğuk savaş yıllarından sonra artık her iki tarafın karşı karşıya gelmesine mahal vermeden tamamen düşünce, güç ve taktikler nezdinde vekalet savaşlar yaratılmasına dönüştü.
Her iki taraf adına başkalarının savaştığı bu yöntem, kendini birkaç örnek ile göstermekte.
Afganistan’da Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) himayesinde yer alan cihat grubunun önce Rusya’ya karşı savaşması ve ardından tamamen taraf değiştirerek Irak ve Afganistan toprakları içerisinde Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) karşı savaşmaları tarihin en bilinen gerçeklerinden biri.
İlk olarak ana tabirle 1999 yılında “yeni stratejik savaş” olarak kabul gören vekalet savaşın kadrosunda artık yalnızca asker ve savaşçılar değil, sivillerinde yer aldığı görülmekte idi.

Peki, değişen yalnızca devletler miydi? 
Devlet dışında kalan tüm etkenler ve buna binaen halk, internet ve teknoloji ile değişime girdi. 
Hızlı bilgi akışının sağlanması, yer kürede aynı mantaliteye sahip bireylerin daha sık gruplaşarak birbirleri ile kontak kurması ve yaygın bilgi etkeni gerçekleşiyordu.
Güçlenen şebekeler, artan paylaşımlar, durdurulamayan bilgi akışı ve bugün günümüzde her birimizin kimlikleri ile başrolde yer aldığı “sosyal medya” ’da bilinirlikleri artınca, önüne geçilemeyen bir sistem doğmuştu.
Neredeyse tüm ruh ve duygu hallerinin öne sürülerek “herkes” kavramı ile paylaşılması, devlet içi-devlet dışı tanımlarını tamamen değiştirdi. 
2000 yılında düşen maliyetler ile çok daha yaygın hale geldi.

Geçen zaman dilimleri çerçevesinde artık savaşların fikirlerle ve teknoloji aracılığı ile yapılması, bugün ekonomik kayıpların çok daha fazla artmasına neden olsa da geleneksel savaş taktiklerine nazaran daha yerel ve “kabul edilebilir” oluşunu gözler önüne seriyor.
Elbette geleneksel olsun ya da olmasın savaşın her türlü sahnesinden zarar görüleceği bilinen gerçekler arasındaki yerini korurken, günümüz devletlerinin hibrit savaş tekniklerini benimseme sürecini hep birlikte izleyeceğiz.

Exit mobile version