İran ve ABD arasındaki nükleer konulu üçüncü tur dolaylı müzakereler, Umman’ın başkenti Maskat’ta yerel sajanstle 10.00’da başladı ve sona erdi. Bu görüşmeler sırasında, her iki ülkenin heyetleri arasında teknik düzeyde yapılan görüşmelerde, talepler ve beklentiler konusunda daha ayrıntılı bir aşamaya gelindiği ve her iki heyetin de istişarelerde bulunmak üzere başkentlerine dönecekleri açıklandı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, yaptığı açıklamada, İran heyetinin içerisinde nükleer ve ekonomi alanlarında uzman isimlerin yer aldığını belirtti. Bekayi, İran’ın, uygulanan yaptırımların sona erdirilmesi ve nükleer programının barışçıl amaçlı olduğunu kanıtlama konusunda kararlı bir tutum sergilediğini vurgulayarak, “İran’ın meşru haklarına Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’na (NPT) uygun şekilde saygı gösterilmeli ve yaptırımların sona erdirilmesine dair güvence verilmelidir” dedi.
Ayrıca, Bekayi sosyal medya hesabından yaptığı ayrı bir açıklamada, İran ile ABD arasındaki dolaylı müzakerelerin ciddi bir atmosferde devam ettiğini belirterek, tarafların İran’ın barışçıl nükleer enerji hakkının korunması, yaptırımların etkin şekilde kaldırılması ve İran’ın nükleer programının barışçıl doğasına ilişkin güven inşası konularındaki tutum ve görüşlerini Umman aracılığıyla birbirine ilettiklerini aktardı.
Müzakerelerde ABD’nin, İran’ın atom bombası yapımında kullanıldığına inandığı yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum üretimini durdurmasını talep ettiği görülüyor. Diğer yandan İran, nükleer programının barışçıl olduğunu savunarak yaptırımların kaldırılması karşılığında nükleer programını “kısıtlamaya” hazır olduğunu belirtirken, ABD’nin geri adım atmayacağına dair garantiler istiyor.
İran’ın uranyum zenginleştirme santrifüjlerini sökmeyi, uranyum zenginleştirmeyi tamamen durdurmayı veya zenginleştirilmiş uranyum stokunu 2015’teki anlaşmada kararlaştırılan seviyelerin altına düşürmeyi kabul etmeyeceği belirtiliyor. Bu durum, müzakerelerin karmaşıklığını ve taraflar arasındaki çıkmazı ortaya koymaktadır.
İran ve ABD arasındaki nükleer konulu müzakerelerin, her iki tarafın da kararlı tutumları ve talepleri doğrultusunda ilerlemeye devam edeceği ve bu sürecin uluslararası ilişkiler açısından kritik bir öneme sahip olduğu görülmektedir. Umman’ın bu süreçteki arabuluculuk rolü ve taraflar arasında iletişimi sağlamadaki önemi de göz ardı edilmemelidir.