İzmir'deki barajlarda su seviyelerinin düşmesi ve kuraklık endişesiyle ilgili olarak şu önemli bilgiler yer alıyor:
İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) verilerine göre, Tahtalı Barajı'nın doluluk oranı yüzde 35'e kadar düşmüş durumda. Bu baraj, İzmir'in su ihtiyacının yaklaşık yüzde 45'ini karşılıyor.
İZSU Su Arıtma Dairesi Başkanı Hakan Alpsoykan, barajlardaki düşük doluluk oranının nedeninin düzensiz ve lokal yağışlar olduğunu belirtiyor. Bu durumun, barajların yeterince su alamamasına yol açtığını ifade ediyor.
Tahtalı Barajı'ndaki su seviyesinin düşmesiyle eski Bulgurca köyü kalıntıları gün yüzüne çıkmış durumda. Bu durum, kuraklıkla birlikte su seviyelerindeki düşüşün ne denli etkili olduğunu gösteriyor.
Hakan Alpsoykan, en kötü senaryoda dahi Tahtalı Barajı'ndan beslenen bölgelerde yaklaşık 270 gün su rezervi olduğunu belirtiyor. Ancak İZSU, diğer su kaynaklarını da kullanarak kesintisiz su temini sağlama planları yapmaktadır.
Hakan Alpsoykan ayrıca, dünyadaki tatlı su kaynaklarının sınırlı olduğunu ve suyun hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, vatandaşların suyu idareli bir şekilde kullanmalarını tavsiye ediyor.
Bu bilgiler, İzmir'deki kuraklık durumunu ve su kaynaklarının durumunu anlatmaktadır. Kuraklık ve su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde yönetilmesi önemlidir ve yerel yönetimler tarafından suyun etkili bir şekilde kullanılması için tedbirler alınmalıdır.
İzmir'de yaşanan kuraklık, barajlardaki su seviyelerinin alarm vermesine neden olmuştur. Özellikle Tahtalı Barajı'ndaki su seviyesinin son 14 yılın en düşük seviyesine ulaşması, su kaynaklarının kritik bir durumda olduğunu göstermektedir. Düzensiz ve lokal yağışlar, barajlara yeterince su gelmemesine yol açmıştır. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) yetkilileri, en kötü senaryo dahi göz önünde bulundurularak Tahtalı Barajı'ndan beslenen bölgelerde yaklaşık 270 günlük su rezervi olduğunu ifade etmektedir. Ancak kentin su ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan bu barajın düşük doluluk oranı, su kullanımının dikkatli ve idareli bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Su kaynaklarının sınırlı olduğu düşünüldüğünde, vatandaşların suyu tasarruflu kullanması, suyun gelecekteki güvencesini sağlamak adına hayati bir önem taşımaktadır. Bu durum, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve kuraklıkla mücadele konularının öncelikli hale gelmesini gerektirmektedir.
