Genellikle ortalama 28 gün süren bir döngü içinde gerçekleşir, ancak bu süre kişiden kişiye değişebilir.

Regl döngüsü, rahim iç yüzeyinin her ay dökülmesi ve vücut dışına atılmasıyla karakterizedir. Bu süreç, gebelik olmadığında gerçekleşir. Regl döngüsü üç ana aşamadan oluşur:

Vajinal Mantarın Sık Karşılaşılan Yan Etkileri ve Tedavi Yolları Vajinal Mantarın Sık Karşılaşılan Yan Etkileri ve Tedavi Yolları

Adet Dönemi (Menstrüasyon): Rahmin iç yüzeyi (endometrium) dökülmeye başlar. Bu dönemde rahimden gelen kan ve doku karışımı vücut dışına atılır. Genellikle 3 ila 7 gün sürer.

Folliküler Faz: Bu dönemde beyindeki hipofiz bezinden salgılanan hormonlar, yumurtalıklarda bulunan folliküllerin (yumurta içeren keseler) büyümesini teşvik eder. Bunun sonucunda östrojen hormonu üretimi artar. Bu faz, adet döneminden sonraki günlerde gerçekleşir ve genellikle yaklaşık 14 gün sürer.

Yumurtlama (Ovülasyon): Folliküler fazın ortalarına doğru, olgunlaşmış bir yumurta (ovum) yumurtalıktan salınır. Bu dönemde rahim iç yüzeyi kalınlaşmaya devam eder. Yumurtlama genellikle 14. günde gerçekleşir. Eğer cinsel ilişki olur ve döllenme meydana gelirse, gebelik başlayabilir.

Luteal Faz: Yumurtlama sonrasında boşalan follikül, korpus luteum adı verilen bir yapıya dönüşür ve progesteron hormonu üretmeye başlar. Bu hormon, rahim iç yüzeyinin kalınlaşmasını ve gebelik olasılığının artmasını sağlar. Eğer gebelik oluşmazsa, korpus luteum geriler ve progesteron üretimi azalır. Bu, yeni bir regl döngüsünün başlamasına yol açar.

Regl döngüsü hormonların karmaşık bir etkileşimi ile kontrol edilir. Östrojen ve progesteron gibi hormonlar, döngünün farklı aşamalarında değişen düzeylerde salgılanır. Bu hormonal değişiklikler, kadın üreme sisteminin normal işleyişini sağlar.


Kadın üreme döngüsü, hormonların karmaşık bir dansıyla yönlendirilen bir süreçtir. Döngü, genellikle 28 gün sürse de 21 ila 35 gün arasında değişen sürelerde olabilir. Döngü, genellikle adet dönemiyle başlar ve bir sonraki adet dönemi başlayana kadar geçen süreyi kapsar. Daha ayrıntılı olarak regl döngüsünün aşamalarını açıklayalım:

Adet Dönemi (Menstrüasyon): Döngünün ilk günleri adet dönemi olarak adlandırılır. Rahim iç yüzeyi, geçmiş döngüde olası bir gebeliğe hazırlık amacıyla kalınlaşmıştı. Ancak eğer döllenme olmamışsa, rahim iç yüzeyi gereksiz hale gelir ve dökülmeye başlar. Bu dökülen doku, kanla birlikte vücuttan atılır.

Folliküler Faz: Adet döneminin bitiminden itibaren hipofiz bezinden salgılanan follikül stimüle edici hormon (FSH), yumurtalıklardaki follikülleri uyarır. Bu folliküller içinde yumurtalar bulunur. Bu dönemde folliküller büyümeye başlar ve içlerindeki yumurtalar olgunlaşır. Aynı zamanda rahim iç yüzeyi tekrar kalınlaşmaya başlar, bu da bir sonraki olası gebeliğe hazırlıktır.

Yumurtlama (Ovülasyon): Folliküler fazın yaklaşık ortasında, olgunlaşmış bir yumurta yumurtalıktan serbest bırakılır. Bu sürece ovülasyon denir. Yumurtlama genellikle döngünün 14. gününde gerçekleşir, ancak döngü süresine göre değişebilir. Yumurta, fallop tüplerine doğru ilerler ve burada döllenme için bekler.

Luteal Faz: Yumurtlama sonrasında kalan follikül, korpus luteum adı verilen bir yapıya dönüşür. Korpus luteum, progesteron gibi hormonlar üreten bir bezdir. Bu hormon, rahim iç yüzeyinin daha da kalınlaşmasını ve döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesine hazırlık yapmasını sağlar. Eğer döllenme olmamışsa, korpus luteum geriler, progesteron düzeyi düşer ve rahim iç yüzeyi dökülerek yeni döngü başlar.

Eğer döllenme gerçekleşirse, döllenmiş yumurta rahme ulaşır ve rahim iç yüzeyine yerleşerek gebelik başlar. Gebelik olmadığında ise bu süreç düzenli olarak tekrarlanır. Hormonların düzenlediği bu döngü, birçok faktöre bağlı olarak düzenli veya düzensiz olabilir. Stress, diyet, egzersiz düzeni gibi faktörler döngüyü etkileyebilir.

Unutulmaması gereken bir nokta, her kadının regl döngüsünün farklı olabileceği ve bu döngünün sağlık ve üreme sistemi hakkında önemli ipuçları taşıdığıdır. Eğer düzensizlikler veya aşırı ağrı gibi sorunlar yaşıyorsanız, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek faydalı olabilir.

Editör: Kader GÜL