Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem- Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi, Ege Denizi’nde yaşanan deprem aktivitesi hakkında son raporunu yayınladı. Rasathane tarafından yapılan açıklamaya göre, son bir hafta içinde bölgede yaklaşık bin 513 deprem meydana geldi. Bu depremler arasında en büyük olanı 5.3 büyüklüğünde gerçekleşti ve 4’ün üzerinde 108 adet deprem kaydedildi.
Raporun değerlendirme bölümünde, bölgede gözlemlenen sismik aktivite ve magma hareketlerinin, geçmişte yaşanan büyük patlamalar ve depremlerle doğrudan ilişkili olduğu belirtildi. Özellikle Santorini-Amorgos fay hattının, büyük yıkıcı depremlere sebep olabilecek bir potansiyele sahip olduğu vurgulandı. Bu nedenle, bölgede meydana gelebilecek deprem, heyelan gibi olaylarla tetiklenebilecek tsunamilere karşı gerekli önlemlerin alınmasının büyük önem taşıdığı ifade edildi.
Ayrıca raporda, Antalya Körfezi ve Kaş yarımadasında 1 ila 3 metre arasında tsunami tehlikesinin mümkün olduğuna dikkat çekildi. Orta ve Doğu Akdeniz ile Ege Denizi’nde Helen yayının ve çevresinin, Güney Akdeniz ve Kuzey Afrika sahillerinin tsunami tehlikesi açısından yüksek olduğu belirtildi. Güney Ege, Trablusgarp, Doğu Sicilya, Güney İtalya, Batı Yunanistan, Kıbrıs’ın batı ve güney kıyıları ile Türkiye’de Kaş yarımadası ve Antalya Körfezi arasındaki bölgede ise dikkate değer seviyede tsunami tehlikesinin mümkün olduğu vurgulandı.
Tsunami tehlikesine karşı alınacak önlemlerin hayati önem taşıdığı belirtilen rapor, bölgedeki deprem aktivitesinin ve potansiyel tsunami risklerinin sürekli olarak izlenmesi gerektiğini vurguladı. Bu tür doğal afetlerin olası etkilerini en aza indirmek için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği üzerinde duruldu.
Sonuç olarak, Ege Denizi ve çevresinde yaşanan deprem aktivitesinin önemli bir potansiyele sahip olduğu ve bu durumun tsunamilere sebep olabilecek riskleri beraberinde getirdiği vurgulandı. Bölgedeki deprem ve tsunami risklerine karşı halkın ve ilgili kurumların gerekli önlemleri alması gerektiği belirtildi. Bu tür doğal afetlerin etkilerini en aza indirmek ve olası zararları önlemek için sürekli bir önlem planı oluşturulması ve uygulanması gerektiği üzerinde duruldu.