İstanbul’da gerçekleştirilen büyük bir kara para aklama operasyonunda, Kapalıçarşı’da yasa dışı işlemlerle elde edilen paraların paravan şirketler aracılığıyla aklanmaya çalışıldığı ortaya çıktı. İstanbul Emniyeti ve MASAK’ın koordinasyonunda yürütülen operasyon sonucunda, 9 milyar TL’lik kara para akışına neden olan şüphelilerden 37’si gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Özbey de yer alıyor.
Kapalıçarşı’da Kara Para Aklama Faaliyetleri Tespit Edildi
İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve MASAK’ın yaptığı araştırmalar sonucunda, Kapalıçarşı’da değerli madenler ve döviz ticaretiyle uğraşan 8 ana şirket altında kurulan 93 paravan şirketin kara para aklama faaliyetlerinde bulunduğu belirlendi. Şüphelilerin, özellikle suç örgütlerinden gelen yasa dışı kazançları yasal bankacılık sistemine entegre etmek için bu paravan şirketleri kullandıkları tespit edildi.
9 Milyar TL’lik Kara Para Akışı Engellendi
Yapılan soruşturma, suç örgütleri tarafından gerçekleştirilen nitelikli dolandırıcılık ve sanal kumar işlemlerinden elde edilen yasa dışı gelirlerin, Kapalıçarşı’daki paravan şirketler aracılığıyla aklandığını ortaya koydu. Şüphelilerin bu yolla 9 milyar TL’lik yasa dışı para akışına sebep oldukları belirlendi. Emniyet güçleri, şüphelilerin bu yasa dışı faaliyetlerinin engellenmesi için operasyon başlattı.
Kapalıçarşı’daki Kara Para Aklama Operasyonu Sürüyor
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma, Kapalıçarşı’da kara para aklama faaliyetlerinin yaygınlaşmasını engellemeyi hedefliyor. Operasyon sonucunda 37 kişi gözaltına alındı, bunlar arasında Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Özbey de bulunuyor. Şüpheliler, işlemlerinin ardından emniyete götürülerek, yasal işlemler başlatıldı.
Bu operasyon, Kapalıçarşı’nın yasal ticaret alanlarında yapılan kara para aklama faaliyetlerine karşı büyük bir darbe vurmuş oldu. Emniyetin ve MASAK’ın yürüttüğü bu soruşturma, Türkiye’deki kara para aklama operasyonlarının önünü açarak, yasal ekonominin güvenliğini sağlamaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.