Keloid, cilt yüzeyinde oluşan abartılı bir yara izidir. Genellikle yaralanma veya cerrahi sonrası meydana gelir ve normal yara izlerinden daha büyük, kalın, kabarık ve kırmızı veya mor renkte olabilirler. Keloidler, ciltteki fibroblast adı verilen hücrelerin aşırı aktivitesi sonucu oluşurlar ve estetik veya rahatsızlık sorunlarına neden olabilirler. Tedavi edilmediğinde kalıcı olabilen keloidler çeşitli tıbbi yöntemlerle tedavi edilebilirler. Cilt tipi, kişinin genetik yatkınlığı ve yaralanma şiddeti, keloid oluşumunu etkileyen nedenler arasındadır.

Keloidlerin tam olarak neden oluştuğu konusunda net bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu rahatsızlık birkaç temel sürecin sonucu meydana gelebilir. Keloid oluşumunda karşılaşılan temel süreçler:

Yara veya Cilt Hasarı: Keloidler, ciltteki bir yara, kesik, yanık veya herhangi bir doku hasarı sonucu ortaya çıkabilir. Bu yaraların iyileşme sürecinde, normal dokuların yerini alacak şekilde aşırı miktarda kollajen üretilmesi keloidlerin oluşumuna yol açar.

Genetik Faktörler: Aile geçmişi, keloid riskini etkileyebilir. Eğer ailenizde keloid oluşumuyla ilgili bir geçmiş varsa, sizin de keloidlere yatkın olma olasılığınız artabilir.

Cilt Tipi: Koyu tenli insanlar, keloid oluşma riski daha yüksek olan bir cilt tipine sahip olabilirler. Ancak keloidler her cilt tipinde görülebilir.

Yaralanmanın Ciddiyeti: Keloid oluşma riski, yaranın ciddiyeti ile de ilişkilendirilir. Derin, büyük veya enfekte olmuş yaraların keloid oluşma olasılığı daha yüksektir.

İltihaplı Cilt Rahatsızlıkları: Bazı iltihaplı cilt rahatsızlıkları, keloid oluşum riskini artırabilir. Bu durumlar arasında akne ve egzama gibi iltihaplı cilt problemleri bulunabilir.

Keloid yara izlerinin semptomları genellikle belirgin izler taşır. Karşılaşılan yaygın belirtiler:

Doku Büyümesi: Keloid yara izi, orijinal yaradan daha büyük bir alana yayılır.

Kırmızı veya Pembe Renk: Keloidler genellikle kırmızı veya pembe renkte olurlar ve zamanla renk değiştirebilirler.

Kaşıntı: Keloidler sıklıkla kaşıntılı olabilirler ve bu durum kişilere rahatsızlık verebilir.

Ağrı: Bazı kişiler keloid yara izlerinin üzerinde ağrı veya rahatsızlık hissederler.

Şişlik ve Kalınlaşma: Keloidler, cilt altındaki dokularda kalınlaşmaya neden olur ve şişkin bir görünüme yol açabilirler.

Duyarlılık Hissi: Keloidler, cilde dokunulduğunda duyarlılık hissi verebilirler.

Keloidlerin farklı çeşitleri bulunmaktadır:

Hypertrofik Keloidler: Yara izinin kendi sınırlarının ötesine yayılan ve kabarık bir yapı oluşturan keloid türüdür. Genellikle yaranın iyileşme sürecinde ortaya çıkar ve kırmızı veya pembe renkte olabilir.

Atrofik Keloidler: Yara izinin normal cilt seviyesinin altında bulunan ve ciltte çöküntü oluşturan bir türdür. Bu keloid türü, ciltteki elastikiyet kaybının bir sonucu olarak ortaya çıkabilir.

Dekstranomalar: Keloidlerin bir alt tipidir ve genellikle yüz bölgesinde bulunur. Yüzde oluşan bu keloidler daha belirgin ve kabarık olabilirler.

Nodüler Keloidler: Düzensiz ve kabarık yüzeyleri olan, düğüm şeklinde lezyonlardır. Bu tür keloidler genellikle yüz, boyun veya üst gövdede meydana gelebilirler.

Baş Dönmesi ve İlaçlar Arasındaki İlişki Nedir? Baş Dönmesi ve İlaçlar Arasındaki İlişki Nedir?

Perioral Keloidler: Ağız çevresinde veya dudaklarda ortaya çıkan keloidlerdir. Bu tür keloidler, dudak çevresindeki yaralanmaların ardından oluşabilir.

Anogenital Keloidler: Genital bölge çevresinde meydana gelen keloidlerdir. Genellikle cinsel ilişki veya cilt tahrişi sonucu ortaya çıkabilirler.

Doktor tarafından keloid yara izinin diğer benzer cilt lezyonlarından ayırmak için dikkatlice incelemesi yapılır. Nadir durumlarda deri biyopsisi istenebilir. Bu biyopsi, keloidin doğru teşhisini koymak ve diğer cilt sorunlarından ayırmak için kullanılabilir.

Editör: Kader GÜL