Türkiye’nin en büyük insani yardım kuruluşu olan Kızılay bu kez utandırdı.
Kahramanmaraş merkezli 11 ili derinden etkileyerek 44 bini aşkın vatandaşın vefatına neden olan depremin bilançosu ağırken, ülkemizde yaşanan utandırıcı tablolar maalesef azalmıyor.
Depremzedelere yönelik hızlıca sunulmak adına depolarda bekletilen 2000’i aşkın çadırın, Haluk Levent öncülüğünde ki AHBAP derneğine para karşılığı satıldığı iddiası gündeme bomba gibi düştü.
Bu haberin ardından hızla harekete geçen bağımsız denetim kurulu, Kızılay’ın hesaplarını yakın takibe alarak büyük çaplı inceleme başlattı.
“Sınırlı Olumlu Görüş” notu alan Kızılay’da eksikliklerin beklenenden daha fazla olduğu gerçeği açıklanırken, gözler şimdi hükümet tarafında diyebiliriz.
2020, 2021 ve 2022 yılını incelemeye alan denetim kurumunun kira ödenekleri ve mali işlemler kategorisinde açık bulmaları, 9 milyar lirayı aşan hasılat nedeniyle yapılan bağışların uluslararası standartlara uymadığı gerekçesi ile Kızılay’a soruşturma başlatılabileceği bildirisi yayınlandı.
Öte yandan çarpıcı bir diğer iddia ise, şube başkanlıklarının kira gelirlerinin derneğe aktarılması gerekirken, gelir denetim prosedürleri cetvelinde bu işlemin doğrulanamaması yönünde.
İşlem ve cari hesap bakiyeleri incelendiğinde hesap işleyişi, kâr ve zarar tablosunda yer almadığından açıkça hesaplarda bir oynama söz konusu olup olmadığının inceleneceği beyan ediliyor.
Ne Anlamalıyız?
Ülkemizde yaşanan tüm doğal afetler neticesinde güven mekanizması rolü oynayan Kızılay’ın bu denli açıklarının olması akıllara “Acaba?” sorusunu getirmiyor değil.
Kamu gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ile Bağımsız Denetim Başkanlıklarının vereceği rapor nezdinde; şayet Kızılay tarafında maddi, mali veya ayni bir açık tespit edilirse kurumun güvenilirlik ve bilinilirlik esaslarının yeniden sorgulanması tartışmaya açık konulardan biri halini alacak gibi görünüyor.
