Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Haziran ayına ilişkin Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Ankette, reel ve finansal sektör temsilcileri ile profesyonellerden oluşan 69 katılımcı yer aldı ve enflasyon ile döviz kuru beklentilerinde sınırlı bir iyileşme gözlendi.
Katılımcıların yıl sonu enflasyon beklentisi, bir önceki ayki %30,35 seviyesinden %29,86’ya düştü. Ayrıca, 12 ay sonrası TÜFE beklentisi %25,06’dan %24,56’ya gerilerken, 24 ay sonrası TÜFE beklentisi %17,77’den %17,35’e düştü. Bu veriler, piyasa aktörlerinin orta vadeli enflasyon beklentilerinde iyimser bir eğilimin başladığına işaret ediyor.
Döviz kuru beklentileri de ankette yeniden şekillendi. 2025 yıl sonu dolar/TL beklentisi, önceki anketteki 43,70 seviyesinden 43,57’ye gerilerken, 12 ay sonrası dolar kuru beklentisi artarak 46,62’den 47,04’e yükseldi. Bu veriler, kısa vadede döviz kuruna yönelik yukarı yönlü bir beklenti olduğunu gösterirken, yıl sonu için daha temkinli bir iyimserlik öne çıkıyor.
Anket sonuçlarına göre, piyasa katılımcıları enflasyon ve döviz kuru beklentilerinde belirli bir olumlu gelişme olduğunu gözlemlediler. Bu durum, ekonomik açıdan daha stabil bir ortamın oluşabileceğine işaret ediyor.
Ankete katılan 69 kişilik grup içinde yer alan reel ve finansal sektör temsilcileri ile profesyoneller, enflasyon ve döviz kuru beklentilerindeki iyileşmenin devam edebileceğini düşünüyorlar. Özellikle enflasyon konusunda orta vadeli beklentilerin daha olumlu bir seyir izlediği belirtiliyor.
TCMB’nin Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçları, Türkiye ekonomisinin geleceğine ilişkin bir öngörü sağlamak adına önemli bir veri kaynağı olarak değerlendiriliyor. Ankette elde edilen veriler, ekonomi politikalarının şekillenmesi ve piyasaların geleceğe yönelik stratejilerinin belirlenmesinde yol gösterici olabilir.
Sonuç olarak, TCMB’nin haziran ayına ilişkin Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçları, enflasyon ve döviz kuru beklentilerindeki iyileşmenin devam edebileceğine işaret ediyor. Bu durum, ekonomik istikrarın sağlanması ve piyasaların güveninin artması açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir.