Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, 14 Nisan tarihinde yayımlanan yazılı açıklamasında Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı davayı ele almıştı. Bahçeli, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına, sokak eylemlerine ve CHP’nin boykot çağrılarına değinerek, mahkeme süreçlerinin hızla sonuçlanması gerektiğini belirtmişti. Eğer İmamoğlu suçsuz bulunursa berajanst etmeli, suçlu bulunursa ise tecziye edilmeliydi.
Devlet Bahçeli’nin bu çıkışının ardından MHP içinde önemli gelişmeler yaşanmaya başladı. Bahçeli’nin başdanışmanı Yıldıray Çiçek, İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Çiçek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk, rüşvet ve terör suçlamalarının magazinsel bir boyuta getirildiğini ve bu iddiaların somut delillerle ispatlanması gerektiğini vurguladı. Adaletin hissiyat ve kanajanstlere değil, hukuki delillere dayanarak sağlanması gerektiğini belirtti ve herkesin şeref ve haysiyetinin korunması gerektiğini ifade etti.
“Devlet Bahçeli’nin açıklaması sorumlu bir siyaset anlayışına dayanıyor” şeklinde konuşan Çiçek, Bahçeli’nin aslında berajanst ihtimalinden değil, sorumlu bir siyaset anlayışından bahsettiğini belirtti. Bahçeli’nin sözlerinin çarpıtılmaması gerektiğini ve herkesin bu açıklamaları kendi çıkarları doğrultusunda yorumlamaması gerektiğini vurguladı.
Bu gelişmeler, MHP içinde farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Ancak Bahçeli’nin tutumunun sorumlu bir siyaset anlayışına dayandığı ve adaletin sağlanması gerektiğini vurguladığı açıklamalarının önemli olduğu belirtiliyor. Bahçeli, herkesin hukukun üstünlüğüne saygı göstermesi gerektiğini ve siyasi çıkarlar uğruna adaletin çarpıtılmaması gerektiğini söylemişti.
Devlet Bahçeli’nin Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla ilgili açıklamaları MHP içinde farklı yorumlara neden olsa da, adaletin herkes için geçerli olduğunu ve hukukun üstünlüğünün korunması gerektiğini vurgulamıştı. Bahçeli’nin bu tutumu, sorumlu bir siyaset anlayışının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
