Mangal keyfi, piknikler, pazar sofraları ve daha nicelerini tamamen unuttuk.
Pazarda ki sebze ve meyvenin dahi yanından geçilemezken etin neredeyse altın fiyatı ile yarışması vatandaşı korkutuyor.
Sağlıklı beslenmenin önemini vurgulayan uzmanlar kontrollü protein ve kalsiyum alınmadığı taktirde kişilerde ciddi kas ve kilo kayıplarının yaşanabileceğini vurgularken, halk sofrasında eti dahi bulamıyor.
Bugün kasap ve market reyonlarında etin kilosu 250 lirayı zorlarken, zaten asgari ücret ile ayı zor getiren ailelerin alım gücü iyice düştü.
Millet olarak ete olan düşkünlüğümüzün artık tamamen hayalde kalması aslında durumun sanıldığından daha ciddi bir hal aldığı gerçeği diyebiliriz.
Tabaklarımızda ete hasret kalan bizlerin doyasıya et yemesi için fiyatların düşmesi gerekirken, yapılan bir diğer korkunç açıklama neticesinde arz-talep daha da düşerse fiyatların 2 katına çıkacağı yönünde olması; endişenin boyutunu gözler önüne sermeye yetiyor.
Dünya ortalamasında ki en pahalı eti tüketiyor ancak bir türlü alım gücü ile endeskleyemiyoruz.
Newyork’da 1 kg kıyma fiyatı Türk Lirasına oranla 22 TL iken, Londra’da durum 16 TL gibi bir rakama tekabül etmekte.
Viyana en uygun kıyma tüketenler arasında diyebilir miyiz? 13 TL ile neredeyse bedava!
Almanya-Berlin halkı 1 Kg kıymayı 15 TL’den türketirken, İstanbul’da durum yine içler acısı.
Öyle ki bizler 1 Kg kıymayı ne yazık ki 250 TL’den tüketiyor ve neredeyse yılın sadece belirli zamanlarında alabiliyoruz.
Eti düzenli tüketemeyen bizler için faydası kolesterol açısından olurken, işin mizahi kısmından çok besin kısmında tablonun kötü olduğu ve müdahale edilmediği taktirde daha da kötüye gideceği aşikar gibi görünüyor.
Alım gücü, geçim derdi ve ekonomik krizlerin vatandaşı dar boğazda bıraktığı günlerde, hem zihin hem de beden sağlığını korumak gittikçe güçleniyor.
Dileriz 2023 yılının 2. Çeyreğinde bu tablo değişerek vatandaşın sofrasında et her zaman yer bulur.
