Espressolab tarafından yapılan açıklamada, şirketin neden boykot edildiğini anlamadığı belirtildi. 2014 yılında bir üniversitenin içinden doğan ve hiçbir siyasi bağlantıya dayanmayan Espressolab, devlet desteği ya da teşviki almadan yola çıkmış ve bugün 15 ülkede Türk bayrağını dalgalandıran bir marka haline gelmiştir.
Espressolab’ın arkasında ne görünmeyen ortaklar ne de gizli destekçiler bulunmaktadır. Şirket, Kocadağ ailesinin bir şirketi olup başka ortağı bulunmamaktadır. Kahve sektöründe global devlerin hakim olduğu bir ortamda, Espressolab gibi bir Türk girişiminin bu denli büyüyüp dünya sahnesine çıkması büyük bir başarıdır ve sadece şirketin değil, aynı zamanda Türkiye’nin başarısı olarak da görülmelidir.
Espressolab’ın 360 mağazasının %93’ü her kesimden girişimci iş ortakları tarafından franchise modeliyle işletilmektedir. Şirketin sistemi, yatırımcıların kendi sermayeleriyle kurduğu bağımsız bir yapıya dayanmaktadır. Espressolab, siyaset yapmak yerine kahve üretmeyi amaçlamaktadır ve gençlerin hayatına mutluluk katmaya devam edeceğini belirtmektedir.
Espressolab, herkese kapılarını sonuna kadar açık tutmaktadır ve herkesi mağazalarına davet etmektedir. Şirketin başarısı, Türkiye’nin kahve sektöründeki potansiyelini göstermesi açısından da önemli bir örnektir. Espressolab’ın büyümesi ve uluslararası arenada tanınması, Türk girişimcileri için de ilham verici bir örnek oluşturmaktadır.
Bu nedenle, Espressolab’ın başarısına yapılan boykotun anlamı anlaşılamamıştır ve şirket, bu durumu anlamakta zorluk çekmektedir. Espressolab’ın Türkiye’nin gururu olmaya devam edeceği ve kahve tutkunlarına hizmet vermeye devam edeceği vurgulanmaktadır.