Son günlerde yaşanan seçim tartışmaları ile birlikte “sine-i millet” kavramı tekrar gündeme geldi. Türkiye, her seçim öncesinde bu tartışmayı yaşamış, ancak bugüne kadar herhangi bir siyasi parti sine-i milleti gerçek anlamda hayata geçirmemiştir. Peki, sine-i millet ne anlama gelir ve siyasette nasıl kullanılmaktadır?
Sine-i Millet Nedir?
Sine-i millet, Arapça “sine” (göğüs, bağır) ve “millet” kelimelerinden oluşan bir terimdir. Anlam olarak, bir grubun veya bireyin resmi bir görevden çekilerek halkın arasına dönmesini ifade eder. Siyasette ise, meclisten çekilerek halkla bütünleşme, bir halk hareketi başlatma ve iktidara muhalefet etme stratejisi olarak tanımlanabilir.
Tarihsel Arka Planı ve Kullanımı
Sine-i millet kavramı, Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren kullanılmaya başlamış ve Kurtuluş Savaşı sürecinde Mustafa Kemal Atatürk’le birlikte siyasal literatüre yerleşmiştir. Atatürk, Harbiye Nazırlığı görevini reddederek “sine-i millete döneriz” diyerek askerlikten istifa etmiş ve Kurtuluş Mücadelesi’ni başlatmıştır. Bu dönemde sine-i millet, sadece bir siyasi hamle değil, aynı zamanda bir bağımsızlık hareketinin temel taşlarından biri olmuştur.
1946’dan itibaren, Demokrat Parti de sine-i millet terimini siyasete taşımış, ancak bu fikir pratiğe dökülmemiştir. Daha sonraki yıllarda çeşitli siyasi partiler, baskılara ve dayatmalara karşı sine-i millete döneceklerini söyleseler de, bunu fiilen gerçekleştiren bir siyasi hareket olmamıştır.
Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve Sine-i Millet Tartışmaları
1966’da Cevdet Sunay’ın, 1973’te Fahri Korutürk’ün cumhurbaşkanı olarak seçilmeleri sürecinde siyasi partiler sine-i millete dönme tehditlerinde bulunmuş, ancak bu tehditler uygulamaya konmamıştır. Benzer bir tartışma 1989’da Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde de yaşanmış, fakat bu tehditler yine sadece sözde kalmıştır.
Tarih boyunca Meclis’te sine-i milleti fiilen hayata geçiren tek milletvekili, DYP Hatay Milletvekili Murat Sökmenoğlu olmuştur. Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı seçilmesine karşı çıkan Sökmenoğlu, milletvekilliğinden istifa ederek sine-i millete dönme sözünü yerine getiren tek siyasetçi olmuştur.
28 Şubat ve Sonrasında Sine-i Millet
28 Şubat sürecinde de “sine-i millet” ifadesi sıkça gündeme gelmiştir. Dönemin başbakanı Necmettin Erbakan istifa ettiğinden sonra sine-i millete dönme mesajları verse de, bu süreç pratikte uygulamaya konmamıştır. Aynı dönemde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, Hükümet Ortağı Tansu Çiller’e hükümet kurma görevini vermemesi de DYP tarafından sine-i millet kozunun kullanılmasına neden olmuş, ancak bu da sadece bir tartışma olarak kalmıştır.
Günümüzde Sine-i Millet Tartışmaları
Günümüzde sine-i millet tartışmaları genellikle siyasi istifa ve meclisten çekilme tartışmaları ile gündeme gelmektedir. Muhalefet partileri, bazen iktidarı protesto etmek amacıyla sine-i millet kartını kullanmakla tehdit etseler de, Meclis’ten toplu çekilme gibi radikal bir adım atılmamıştır.
Sine-i millet, bir yandan demokrasinin bir unsuru olarak halkla bütünleşme çağrısı olarak görülse de, bazen de siyasette bir blöf ya da koz olarak algılanmaktadır. Bugün de seçim süreçlerinde ve siyasi kriz anlarında bu kavram tekrar gündeme gelmekte, ancak tarihsel örneklerde görüldüğü gibi, genellikle sadece tartışmalarla sınırlı kalmaktadır.