ABD Emtia Vadeli İşlemler Ticaret Komisyonu liderliğine aday gösterilen Brian Quintenz, sektörün ihtiyaç duyduğu netliği sağlayacağını belirtti. Eski CFTC yetkilisi, küresel düzenleyici deneyimini kullanarak Amerika’nın emtia vadeli işlemler alanında liderliğini sürdüreceğini vurguladı.
Quintenz, Blockchain teknolojisini “yatay bir teknoloji” olarak tanımlayarak, teknolojinin sadece finansal hizmetlerle sınırlı olmadığını, aynı zamanda toplumun çeşitli alanlarını etkileyebileceğini ifade etti. Ayrıca, a16z crypto’da küresel politika başkanı olarak edindiği deneyimleri CFTC ve Kongre ile paylaşacağını belirtti.
Düzenleyici çerçeve konusunda Quintenz, kripto para varlıkları için kapsamlı bir düzenleyici sistem oluşturmanın önemine vurgu yaparak, token sınıflandırması netliği ve ticaret piyasası gözetimi için açık yetki alanı belirleme gerekliliğini vurguladı. Ayrıca, piyasa manipülasyonu yapan kötü niyetli aktörlere karşı sıfır tolerans politikasının devam edeceğini ve endüstrinin düzenleyici korkusu olmadan gelişebilmesi için net kuralların gerekliliğini vurguladı.
CFTC’deki üçüncü aday gösterme süreci öncesinde, Quintenz, komisyonun risk yönetimi ve inovasyon odaklarını sürdüreceğine dair tajanshhütte bulundu. Ayrıca, son haftalarda komisyondan dört üyenin istifa etmesi veya ayrılma planları açıklaması nedeniyle yaşanan liderlik değişimi döneminde Quintenz’in potansiyel onayının kritik önem taşıdığını belirtti.
Quintenz’in liderlikteki yaklaşımı ve deneyimleri, ABD’nin emtia vadeli işlemler sektöründe düzenleyici netliği sağlama ve inovasyonu teşvik etme konusundaki kararlılığını yansıtıyor. Yapacağı atılımların sektöre olumlu yansımaları olması ve ABD’nin bu alanda liderliğini sürdürmesine katkı sağlaması bekleniyor.
Brian Quintenz’in ABD Emtia Vadeli İşlemler Ticaret Komisyonu liderliğine aday gösterilmesi, sektörün geleceği ve düzenleyici çerçevenin şekillenmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Quintenz’in tecrübesi ve vizyonu, ABD’nin emtia vadeli işlemler alanındaki liderliğini güçlendirmeye yönelik umut verici bir adım olarak görülüyor.
