Son günlerde ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik övgü dolu sözleri Türkiye’nin dış politika gündemini önemli ölçüde etkilemiştir. Ali Rıza Demircan, mirathaber’de kaleme aldığı köşe yazısında Trump’ın övgülerinin yanı sıra, NATO Genel Sekreteri Rutte’nin de Erdoğan’ı “inanılmaz bir lider” olarak nitelendirmesine dikkat çekmiştir.
Demircan, yazısında Erdoğan’ı son bir asırlık Türk tarihindeki en büyük devlet adamı olarak tanımlamış ve Trump’ın övgülerinin düşman övgüsü olabileceği konusunda uyarıda bulunmuştur. Özellikle ABD’nin İsrail’e verdiği destek ve terör örgütü PKK’ya yönelik tutumu gibi konuları hatırlatarak, “Amerika bildiğimiz zalim Amerika değil mi?” sorusunu sormuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’ın övgülerine temkinli yaklaşımını olumlu bulan yazar, Erdoğan’ın “Gazze’deki insani trajediye son verilmesinde dostum Trump’ın desteğine güveniyorum” şeklindeki sözlerini eleştirmiştir. ABD’nin İsrail’e baskı yapması durumunda Gazze’deki durumun değişebileceğini belirten Demircan, aksi takdirde İsrail’in zulmünün devam etmesi halinde faturanın Türkiye’ye ve Erdoğan’a kesileceğini iddia etmiştir.
Demircan ayrıca Türkiye’nin İslam dünyasının lideri olması gerektiğini savunmuş ve bu hedefe ulaşmanın yolunun birlikten geçtiğini vurgulamıştır. Erdoğan’ın bu tarihi fırsatı iyi değerlendirmesi gerektiğini belirten yazar, “Amerika ve İsrail zalimlerinin planlarına aracı olma. Onların dostluklarına güvenme” uyarısında bulunmuştur.
Yazar, Türkiye’nin etkili bir dünya devleti olabilmesi için İslam ve Türk dünyasının öncüsü olması gerektiğini, bu hedefe ulaşmanın yolunun birlikten ve Gazze’den geçtiğini ifade etmiştir. Trump’ın ve NATO Genel Sekreteri Rutte’nin övgü dolu sözleriyle birlikte, Türkiye’nin dış politikadaki konumu ve Erdoğan’ın liderliği önemli bir tartışma konusu haline gelmiştir.