Dünya genelindeki ham çelik üretimi 2022 yılında yüzde 4.2 azalarak 1.88 milyar ton olarak gerçekleşti. Hindistan ve İran gibi ülkelerde üretim artışı yaşanırken, diğer sekiz ülkede üretim azaldı.
Türkiye’nin son beş yılda çelik üretimi şu şekilde gelişti:
2018 yılında 37.3 milyon ton
2019 yılında 33.7 milyon ton
2020 yılında 35.8 milyon ton
2021 yılında 40.36 milyon ton
2022 yılında ise Türkiye’nin toplam çelik üretimi 35.1 milyon ton olarak açıklandı. Türkiye, çelik üretimi konusunda Almanya’dan sonra Avrupa’nın en büyük ikinci üreticisi olarak yer alıyor. Ayrıca, Türkiye dünya çelik ihracatında da 22.4 milyar dolarlık bir değerle beşinci sıradadır.
Çin, dünya çapında ham çelik üretiminde büyük bir paya sahip olup 2022’de üretim miktarında yüzde 2.1’lik bir azalma yaşandı. Türkiye ise dünya ham çelik üretiminin yüzde 2’sini gerçekleştiriyor. Ancak, Çin’in çelik pazarını güçlü bir şekilde domine ettiği göz önüne alındığında, Türkiye’nin bu alandaki payı küresel ölçekte küçük kalmaktadır.
Çelik endüstrisi, Türkiye’nin ekonomisi için önemli bir sektördür ve ülkenin sanayileşme sürecinde kritik bir rol oynamıştır. Türkiye’nin çelik üretimi, inşaat, otomotiv, makine ve enerji gibi birçok sektörün ihtiyacını karşılamak için kullanılan çok yönlü bir hammadde olan çeliği üretmeye odaklanmıştır.
Çin’in dünya çapındaki çelik üretimindeki büyük payı, uluslararası çelik pazarında rekabeti artırırken, Türkiye gibi diğer ülkeler için de bazı zorluklar yaratmaktadır. Türkiye’nin çelik endüstrisi, rekabetçi kalabilmek için sürekli olarak teknolojiyi geliştirmekte ve kaliteyi artırmaktadır. Aynı zamanda, çelik ürünlerini ihraç etmek suretiyle uluslararası pazarlarda da varlık göstermektedir.
Çelik, Türkiye’nin dış ticaret dengesine de katkı sağlamaktadır. Ülke, çelik ihracatı yoluyla döviz kazanarak ekonomisine katkıda bulunmaktadır. Türkiye’nin çelik ürünleri dünya genelinde talep gören kaliteli ürünler olarak bilinmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin çelik üretimindeki büyüme ve yerini koruma çabaları, ülkenin sanayi sektörünün güçlü bir temel üzerine inşa edilmesine yardımcı olmaktadır. Ancak, küresel çelik pazarındaki rekabetçi doğası, Türkiye’nin bu alandaki başarılarını sürekli olarak gözden geçirmesini ve iyileştirmesini gerektirmektedir.
