Düzce Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi’ne doktor olmayan öğretim üyesi ilanında yaşanan gelişmeler şu şekildedir:
Düzce Üniversitesi’nin Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, 4 Eylül 2023 tarihinde Dr. Öğretim Üyesi alımı için bir ilan verdi. Ancak bu ilanda, başvuracak öğretim üyelerinin “akupunktur, hipnoz gibi alanlarda çalışmış” olma şartı bulunuyordu. Bu ilanın içeriği, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) tarafından eleştirildi.
HASUDER, bu ilanın kurallara aykırı olduğunu ve Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı’nda uzmanlığı olmayan, doktora derecesine sahip olmayan bir kişinin atanmasının liyakata uygun olmadığını belirtti. Ayrıca, ilandaki ifadelerin son derece belirsiz olduğuna dikkat çekerek, hatta tıp doktoru olma şartının dahi bulunmamasının ilanı daha da şaibeli hale getirdiğini ifade etti.
Tepkilerin artması üzerine Düzce Üniversitesi, ilandaki hatayı kabul ederek geri çekme kararı aldı. Üniversite yetkilileri, ilanın hazırlanma aşamasında yapılan bu hatanın ilanın yayınlanmasından sonra fark edildiğini ve hemen düzeltme çalışmalarına başladıklarını belirtti. İlanın başlığının, “Tıpta uzmanlığını halk sağlığı alanında almış olmak” şeklinde revize edildiği açıklandı.
HASUDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bülent Kılıç, üniversite yönetiminin bu hatadan dönüş yapmasını memnuniyetle karşıladığını ve konuyu yakından takip edeceklerini belirtti. Bu gelişmelerle birlikte, ilanın daha uygun bir şekilde düzeltilmiş haliyle yeniden yayınlanması beklenmektedir.
Düzce Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi’ne doktor olmayan öğretim üyeleriyle ilgili yaşanan bu tartışma, akademik dünyada liyakat, uzmanlık ve ilanlarda yer alması gereken kriterler konusunda önemli bir gündem maddesi haline geldi. İşte bu konuda daha fazla açıklama ve değerlendirme:
Liyakat ve Uzmanlık İlkesi: Akademik pozisyonlara yapılan atamalarda liyakat ve uzmanlık ilkesi büyük bir önem taşır. Bu ilke, belirli bir pozisyona atanacak kişinin o alanda gerekli bilgi, deneyim ve uzmanlığa sahip olması gerektiğini vurgular. Halk sağlığı alanında uzmanlığın bulunmaması, bu ilanın tartışmalı olmasına neden oldu.
Doktor Olmayan Öğretim Üyeleri: Tıp Fakültesi gibi tıbbi alanlarda öğretim üyelerinin genellikle tıp doktoru olması beklenir. Bu, öğrencilere tıp eğitimi veren ve tıbbi araştırmalar yapan öğretim üyelerinin klinik deneyimleri ve uzmanlıkları ile donatılmış olmasını sağlar. İlandaki tıp doktoru olma şartının olmaması, akademik toplumda eleştirilere yol açtı.
Belirsiz İfade: İlanda yer alan “akupunktur, hipnoz gibi alanlarda çalışmış” ifadesi oldukça belirsizdir ve bu alanlarda nasıl bir deneyim veya çalışma gerektirdiği açık değildir. Bu belirsizlik, ilanın daha da tartışmalı hale gelmesine neden oldu.
Üniversite Tepkisi ve Düzeltme: Üniversite yönetimi, tepkiler üzerine hızlı bir şekilde ilanı düzeltme kararı aldı ve ilan şartını revize etti. Bu, üniversitenin hatasını kabul ettiğini ve uzmanlık gereksinimini yeniden göz önüne aldığını gösteriyor.
HASUDER ve Toplumsal Katılım: Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) gibi mesleki derneklerin ve toplumsal katılımın bu tür durumlarda önemli bir rol oynadığı görülüyor. Bu tür kuruluşlar, mesleki standartları ve liyakati korumak için çaba gösterirler ve bu tür hatalara dikkat çekerek düzeltilmelerini talep edebilirler.
Bu tür tartışmalar, üniversitelerin akademik standartlara ve etik ilkelerine ne kadar sıkı bir şekilde uymaları gerektiğini vurgularken, akademik toplumun ve ilgili derneklerin de bu konularda duyarlılıklarını sürdürmelerini teşvik ediyor.