Yapay Zekanın Spora Etkisi ve Hakemlerin Endişesi
Yapay zeka, hayatın her alanında giderek daha fazla varlık göstermeye başlıyor ve futbol gibi spor dallarında da etkisini arttırarak devam ediyor. Son yaşanan gelişmeler, özellikle müsabakaları yöneten hakemleri endişelendirmeye başladı.
Özellikle önemli ve hızlı maçlarda hakemlerin verdiği kararlar, zaman zaman tartışmalara yol açarak turnuvaların kaderini belirleyebiliyor. Yapay zeka, futbolda gol çizgisi teknolojisinden video yardımcı hakem (VAR) sistemine kadar birçok unsuru etkileyen bir faktör haline geldi. Yapay zekanın spordaki etkisi sadece futbolla sınırlı kalmadı. Teniste kullanılan Hawk-Eye teknolojisi, 2000’li yıllarda başlayarak birçok turnuvada çizgi hakemlerinin yerini almış durumda. Basketbolda ise yapay zeka destekli kameralar, topun saha dışına çıkıp çıkmadığını tespit etmek ve oyuncu hareketlerini izlemek için kullanılıyor.
2009 yılında Thierry Henry’nin elle oynadığı pozisyonun hakemler tarafından fark edilememesi ve Fransa’nın İrlanda’yı eleyerek 2010 Dünya Kupası’na katılmasını sağlaması, karar alımında video desteğinin önemini vurguladı. 2022 FIFA Dünya Kupası’nda ise yarı otomatik ofsayt teknolojisi (SAOT) devreye girdi ve yapay zeka destekli bu sistem, ofsayt kararlarını daha hızlı ve kesin bir şekilde vermeyi amaçlayarak oyunun adil ve akıcı kalmasını sağladı.
Virginia Lynchburg Üniversitesi Profesörü John Eric Goff, sporda yapay zeka alanında çalışmalarıyla tanınmış bir isim olarak, yapay zekanın henüz insan gibi duyguları anlayacak seviyede olmadığını belirtiyor. Goff’a göre, yapay zeka nesnel kararlar vermede başarılı olsa da duyguları okuma konusunda yetersiz kalabiliyor. Bu durum, futbol maçlarında kırmızı veya sarı kart gerektiren pozisyonların değerlendirilmesinde veya oyuncuların niyetlerinin belirlenmesinde insan hakemlerin hala önemli bir rol oynamasını gerektiriyor.
Yapay zekanın insan duygularını anlamakta zorlandığına dikkat çeken Goff, taraftarların hala yapay zeka destekli teknolojilere tam olarak güvenemediğini ve değişikliklere alışmanın zaman alabileceğini belirtiyor. Ancak uzun vadede, bazı kararların insan hakemler yerine yapay zeka tarafından verilebileceğine alışmak zorunda kalabileceklerini ifade ediyor.
Goff’a göre, yapay zeka destekli teknolojilerin daha da gelişmesiyle birlikte hakem kararlarının daha doğru ve tartışmasız bir şekilde verilebileceği ve kabul edilebileceği bir noktaya gelindiğinde, yapay zekanın spordaki rolü daha da artabilir.
Etik açıdan bakıldığında, yapay zekanın insanların işlerini ellerinden alması endişesi büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Goff, spor dünyasında hala insan hakemlerin var olmasını umduğunu belirtirken, dijitalleşme ile birlikte spor oyunlarının sanal dünyada oynanmasının cazibesinin artabileceğine dikkat çekiyor.
Yapay zekanın sporda iş kaybı endişelerini beraberinde getirdiğini ifade eden Goff, hakemlerin geleceği konusunda belirsizlik yaşadıklarını belirtiyor. Ancak spor alanında çalışan uzmanlara göre, yapay zeka hakemleri tamamen değil, onlarla birlikte çalışacak bir modelin daha olası olduğunu düşünüyorlar.
Goff, gelecek adına umutlu olduğunu belirterek, hala sahada insan hakemlerin olmasını dileyerek, yapay zekanın sporun doğasını değiştirmemesi ve insan unsuruyla birlikte var olmasının önemli olduğunu vurguluyor.
Yapay zekanın spor dünyasında giderek artan etkisi, hakemler başta olmak üzere birçok kesimi endişelendiriyor olsa da, doğru bir şekilde kullanıldığında sporun daha adil ve şeffaf bir ortamda yürütülmesine katkı sağlayabileceği düşünülüyor. Gelecekte yapay zekanın sporun nasıl evrileceği konusundaki belirsizlikler devam ederken, insan faktörünün öneminin değişmeden devam etmesi temenni ediliyor.