Dizi, Azem adındaki bir edebiyat öğretmeninin hayatını konu alıyor. Azem, mutlu bir evliliği ve iki çocuğuyla huzurlu bir hayat sürerken, bir gece ansızın yaşadığı olaylarla hayatı altüst olur. Uzun yıllar hapis yattıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Azem, artık tek bir amacı vardır: Çocuklarını bulup, yeniden bir araya gelmek.
Dizinin başlangıcıyla ilgili eleştiriler, Yavuz Turgul’un senaryosunu yazıp yönettiği “Gönül Yarası” filmiyle benzerlik göstermesiyle başladı. Bu benzerlik, özellikle izleyiciler ve eleştirmenler arasında büyük bir tartışma konusu haline geldi. Filmde de benzer bir konu işleniyor olması, dizi ile film arasındaki bağlantıyı kuvvetlendirdi. Ancak, Yılmaz Erdoğan ve ekibi, İnci Taneleri’nin tamamen orijinal bir hikaye olduğunu ve herhangi bir eserden uyarlanmadığını açıkladılar.
İnci Taneleri’nin hikayesi, Azem’in yaşadığı trajik olaylar üzerine kurulu. Azem’in çocuklarını bulma çabası, onun yaşadığı acıları ve umutları izleyicilere dokunuyor. Dizideki karakterlerin derinlikli ve gerçekçi olması, seyircilerin diziye olan ilgisini arttırıyor. Ayrıca, dizinin başarılı oyunculuk performansları da dikkat çekiyor. Şener Şen, Meltem Cumbul ve Timuçin Esen gibi deneyimli oyuncuların yanı sıra, genç yeteneklerin de yer aldığı kadro, dizinin kalitesini arttırıyor.
İnci Taneleri’nin en dikkat çekici yanlarından biri de Türk edebiyatına ve kültürüne yaptığı referanslar. Dizi, edebiyat severler için önemli bir kaynak olma özelliği taşıyor. Azem’in edebiyat derslerinde öğrencilerine verdiği derin mesajlar ve kitaplara yaptığı vurgular, izleyicileri düşündürüyor ve edebiyata olan ilgilerini arttırıyor.
Sonuç olarak, İnci Taneleri, Yılmaz Erdoğan’ın kaleminden çıkan etkileyici bir hikayeyi izleyicilere sunuyor. Azem’in yaşadığı zorlu hayat mücadelesi, seyircileri duygusal olarak etkiliyor ve onların hayatlarına dokunuyor. Dizi, Türk televizyon tarihinde önemli bir yere sahip olacak gibi görünüyor. İnci Taneleri, kopya bir hikaye değil, gerçek bir başyapıt olarak Türk dizi tarihine geçmeye aday.