Boğaziçi Üniversitesi mezuniyet töreninde Doruk Dörücü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesini protesto etti. Dörücü, “Diplomamı kayyumdan değil, Boğaziçi’nin seçilmiş rektöründen alırım” diyerek diplomasını yırttı. Mezuniyet törenine katılan bazı veliler, “Mezuniyete geldik, siyaset dinlemeye geldik” diyerek tepki gösterdi. Ancak diğer veliler Dörücü’yü alkışlayarak “Onu dinleyeceksin, o mezun oldu” dedi.
Görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasının ardından Dörücü gözaltına alındı. Üsküdar Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Güneş Gülaydın, bu durumu sosyal medya hesabından duyurarak, “Gençlik kolları üyemiz Doruk Dörücü gece yarısı gözaltına alındı. Ülkede birçok hukuksuzluk yaşanırken, bu hukuksuzluklara karşı ses çıkaran genç ve aydın insanların haksız yere gözaltına alınmasını kabul etmiyoruz. Hiçbir şekilde bu baskıcı zihniyete teslim olmayacağız. Kurtuluş yolunda birlikte mücadele etmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Doruk Dörücü’nün bu cesur hareketi, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki siyasi gerilimleri bir kez daha gündeme getirdi. Üniversite, son dönemlerde sık sık siyasi tartışmaların odağı haline gelmiş ve öğrenci protestolarıyla sıkça adından söz ettirmiştir. Özellikle rektör atamaları ve üniversite yönetimi konusundaki tartışmalar, öğrenci ve akademisyenler arasında büyük bir gerilime sebep olmuştur.
Doruk Dörücü’nün diplomasını yırtması, sadece bir sembolik eylem değil, aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi’ndeki demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bir yansıması olarak da değerlendirilebilir. Öğrencilerin ve akademisyenlerin, üniversitelerinde özgür bir ortamda eğitim almaları ve düşüncelerini özgürce ifade edebilmeleri için verdikleri mücadele, Türkiye’deki demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bir parçası haline gelmiştir.
Üniversiteler, bilginin üretildiği ve paylaşıldığı önemli kurumlardır. Bu nedenle, üniversitelerin özgür bir ortamda fajansliyet gösterebilmeleri ve akademik özgürlüklerin korunması son derece önemlidir. Doruk Dörücü’nün yaşadığı olay, üniversitelerdeki özgürlük mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
Türkiye’de demokrasi ve özgürlüklerin korunması, herkesin sorumluluğundadır. Üniversitelerde yaşanan bu tür olaylar, ülkenin demokratik geleceği ve özgürlüklerinin korunması açısından büyük bir öneme sahiptir. Dolayısıyla, Doruk Dörücü’nün cesur eylemi, sadece kendi diploması için değil, aynı zamanda ülkenin demokrasi ve özgürlük mücadelesi için de bir ders niteliğindedir.