Brezilya’nın Vila Velha kentinde yaşanan bir olayda, bir kadının telefonunu çalan hırsızın başına gelenler pes dedirtti. Bisikletiyle genç kadının elinden telefonu çalan hırsız, tam o sırada olay yerine yetişen kadının erkek arkadaşı tarafından arabasıyla ezildi.
Çarpmanın etkisiyle bisikleti aracın altında kalan hırsız, yaralı bir şekilde kaçmaya çalıştı. Ancak kadın, erkek arkadaşı ve çevredeki vatandaşlar hırsızın peşine düştü. Bir kavşakta yere düşen hırsıza, kalabalıktan biri karate tekmesi atarken diğerleri de yumruk ve tekmelerle saldırdı.
Olayın tanığı genç kadının sevgilisi, hırsızın silahlı olduğunu ve düştüğünde tabancasının kaldırıma savrulduğunu dile getirdi. “Kaçmasını engellemek için arabayı refleksle sürdüm” diyen genç adam, olayın şokunu hala üzerinden atamadığını belirtti.
Ağır bir şekilde dövülen hırsız önce hastaneye kaldırıldı, ardından polis tarafından gözaltına alındı. Güney Amerika’da sık sık karşılaşılan “mahallelinin adalet dağıtması” olaylarından biri olan bu olay, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Daha önce de çocukların bulunduğu bir arabayı çalan hırsızın öfkeli kalabalık tarafından dövülerek öldürüldüğü benzer örnekler yaşanmıştı.
Meksika’da ise yolcu otobüslerini hedef alan iki hırsız, yakalandıktan sonra elleri bağlanarak kalabalık tarafından acımasızca dövülmüş, ölüme terk edilmişti. Bu tür olaylar, halkın adalet duygusunu tatmin etme çabalarının tehlikeli sonuçlar doğurduğunu bir kez daha gösterdi.
Olayın fotoğrafları sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Kadının telefonunu çalmaya çalışan hırsızın arabayla ezilme anı ve sonrasında yaşanan kovalamaca ve linç girişimi, insanların adalet arayışındaki vahim durumu gözler önüne serdi.
Hırsızın hastanede tedavi altına alınmasının ardından adaletin yerine getirilmesi için polis soruşturma başlattı. Hırsızlık olaylarına karşı toplumun tepkisinin sertleştiği ve bireysel adalet arayışlarının arttığı bir dönemde, bu tür olayların tekrarlanmaması için önlemler alınması gerektiği vurgulandı.
Sonuç olarak, Brezilya’da yaşanan telefon hırsızlığı olayı, mahallelinin adalet dağıtma eğiliminin ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Toplumun adalet duygusunu tatmin etme çabalarının, bireysel linç girişimlerine dönüşmemesi için güvenlik önlemlerinin arttırılması ve hukuki süreçlerin daha etkin işlemesi gerektiği açık bir şekilde ortaya kondu.
