Farah Zeynep Abdullah: "Aşk, siz onu nasıl yaşıyorsanız odur"

Farah Zeynep Abdullah, 13 yıldır öyle karakterleri öyle ustalıkla canlandırdı ki; hafızamıza kazıdı. Adını Türkiye'nin en iyi kadın oyuncuları arasına yazdırdı. Sosyal medyada yaptığı paylaşımlar ve açıklamalarla gündemden hiç düşmemesi konusunda "Sosyal medyada biraz kafama göre takılmak istiyorum, öyle de takılacağım. Altı üstü uygulama bunlar ya" diyor. Şimdi "Bihter" filmiyle karşımızda.

Sosyal medya ve eleştiriler

Sosyal medyada yaptığın paylaşımlar ve açıklamalarla gündemden hiç düşmüyorsun. Gündem yaratmak mı seviyorsun yoksa bir paratoner gibi olayları üzerine mi çekiyorsun?
Twitter'ı, yeni adıyla X'i bu kadar aktif kullanıp dümdüz kendim olunca biraz böyle oldu bu durum. X'in ayrı bir dili ve mizah anlayışı var, eski nesil anlamıyor bunu ve gündem yaratmak istediğimi sanıyorlar. Gündem yaratmak istesem gidilecek yerler belli. Yaratılan gündemlerin hiçbiri benim bir muhabire bire bir söylediğim şeyler değil. Magazinde yokum, özellikle muhabirlerin olduğunu bildiğim yerlere gitmiyorum. Ama sosyal medyada biraz kafama göre takılmak istiyorum, öyle de takılacağım. Altı üstü uygulama bunlar ya... Çok faydalı özellikleri olduğu gibi bir o kadar da eğlenceli, komik tarafları var.

Genelde oyuncuların sosyal medyalarını basın danışmanları yönetiyor, yazılanlar onaydan geçiyor linç falan olmasın diye... Sen istediğini yazıyorsun. Hiç çekinmiyor musun?
Küfredilecek çok şey var ama etmiyorum. Bu beni biraz zorluyor.

Bihter'in bir sözü vardı "Ben deli değilim, istediğim gibi yaşıyorum" gibi... Senin de kafanın dikine giden, lafını esirgemeyen, istediğini özgürce söyleyen bir halin var. Bir oyuncu hangi noktada bu özgürlüğü kavuşur? Sen nasıl kavuştun? İstediğin gibi yaşamanın delilikle karıştırıldığı oluyor mu?
Çok güzel soru. Nereden başlasam... Öncelikle ben, o kadar kafamın dikine giden biri değilim; mantıklı düşünmeye çalışırım, sorgularım. Projenin içindeyken o projeyi sahipleniyorum ve gerçekten onun için doğrusu neyse onu yapmaya çalışıyorum. Projenin reklam süreci dahil, istemezsem yapmayacağım şeyler oluyor, ama bu ‘istemek’ canımın istemesi anlamında değil. Okulda da okuduğum, iş ve özel hayatımda edindiğim birikimle karar veriyorum. 13 yıl oldu ve hâlâ bu bizim sektörde bazen fazla garipseniyor. Ah keşke erkek olsaydım; çok yakışıklı olurdum bence, ‘Vay be, projeyi sahipleniyor, uğraşıyor adam’ diye konuşulurdu. Tüh be (gülüyor).

Bu sektörde bu kadar dobra olarak var olmak zor mu?

Bazen zor. Ama eğlenmeyi öğrendiğimi düşünüyorum artık.

"Bihter, hayata tutunmak için yol arayışında olan bir kadın"

'Aşk-ı Memnu' televizyonda yayımlanan, çok izlenen, insanların karakterlerle çok bağ kurduğu bir iş. Prime Video'da yayımlanan 'Bihter' de aynı eserden uyarlanan bir film. İşi seçerken hiç bu açılardan düşünerek tereddüt yaşadın mı?
Projeyi ilk duyduğumda çok şaşırdım. Seneler önce bir yönetmene "'Aşk-ı Memnu'nun filmi olmalı" dediğimde "Bence çok gereksiz" demişti (gülüyor). Üstelik gerçekten de farklı bir şekilde ele alınması beni etkiledi. Benim baktığım; bir film yapılacak, bu filmi ben izler miyim, neden yapılıyor böyle bir film, ben neden bir parçası olayım gibi düz bir açı. Daha önce yapılmış olan şeyler beni fazla ilgilendirmiyor, iki defa çok iyi dizi olarak uyarlanmış ve şu anda da ilk kez sadece 'Bihter' olarak uyarlanıyor. Umarım son olmaz. Bu denli değerli bir eser ara ara hep hatırlatılmalı. İleride Firdevs'i oynamak çok isterim.

Atakan Aslan ile Serap Korkmaz'ın aile tatili Atakan Aslan ile Serap Korkmaz'ın aile tatili

'Bihter'de seni çeken ve etkileyen ne oldu?
Açıkçası oyunculuktan daha fazlasını 'associate producer' olarak katabilecek olmak, tüm yaratıcı süreçlerde içinde bulunmak beni ayrıca heyecanlandırdı. Yönetmenler ve senaristle birlikte kampa girdik, neyi nasıl çekeceğimiz önceden hep konuşuldu.

Editör: Kader GÜL