İstanbul, son zamanlarda ardı ardına yaşanan depremlerle sarsıldı. İlk depremin büyüklüğü 3.9 olarak ölçüldü ve Silivri açıklarında meydana geldi. Bu depremi takip eden bir diğer şiddetli deprem ise yine Silivri açıklarında gerçekleşti. AFAD, ikinci depremin büyüklüğünü 6.2 olarak duyurdu ve riskli binalara giriş yapılmaması konusunda uyarıda bulundu. Daha sonra ise 5.9 büyüklüğünde 184 artçı sarsıntı yaşandı.
Depremlerin ardından, vatandaşlar yaşadıkları bölgelerdeki risk düzeyini sorgulamaya başladı. Uzmanlar ve resmi kaynaklar, ilçelere göre değişen deprem risk haritasını paylaştı. İstanbul, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer alıyor ve bu fay hattının özellikle Kumburgaz kolu, Büyükçekmece açıklarında uzanıyor. Bu nedenle İstanbul’daki ilçelerin büyük bir kısmı 1. ve 2. derece deprem riski taşıyor. Risk faktörü, fay hatlarına olan yakınlık ve zemin yapısı gibi etmenlere bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.
Özellikle Avrupa yakasındaki ilçelerde yoğun bir risk görülmektedir. Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Beylikdüzü, Zeytinburnu, Fatih, Bahçelievler ve Güngören gibi ilçeler, birinci derece riskli bölgeler arasında yer almaktadır. Anadolu yakasında ise Kadıköy, Üsküdar, Ataşehir, Ümraniye, Maltepe, Kartal, Pendik, Sultanbeyli, Sancaktepe, Tuzla ve Adalar öne çıkan yüksek riskli ilçeler arasında bulunmaktadır. Bu ilçelerde, zemin yapısı ve yapı yoğunluğu açısından dikkatli olunması gerekmektedir.
İstanbul’un en sağlam ve zemin açısından riskli bölgeleri de belirlenmiştir. Görece sağlam bölgeler arasında Şile, Çekmeköy, Beykoz, Kadıköy, Ataşehir, Sultanbeyli, Sancaktepe (yüksek kesimler), Maltepe, Pendik ve Kartal (iç kesimler) bulunmaktadır. Zemini zayıf ve riskli bölgeler ise Büyükçekmece, Küçükçekmece, Avcılar, Zeytinburnu, Esenler, Bağcılar, Fatih, Beylikdüzü, Bakırköy, Güngören ve Esenyurt gibi sahil ve dolgu alanlarıdır.
Bu son depremler, İstanbul’daki deprem riskini bir kez daha gündeme getirmiştir. Vatandaşların ve yerel yönetimlerin bu risklere karşı hazırlıklı olması ve gerekli önlemleri alması önem arz etmektedir. İstanbul, coğrafi konumu nedeniyle depremlere açık bir bölgede bulunmaktadır ve bu sebeple sürekli olarak deprem riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Herkesin bu konuda bilinçli olması ve gerekli tedbirleri alması, olası felaketlerin etkilerini en aza indirmek adına hayati önem taşımaktadır.